Ünlü doktorlar nasıl yaşıyor?

[aysien]

Ünlü doktorlar nasıl yaşıyor?

Küçük, masum görünen meyveli, çikolatalı bir sütü içerseniz 450 kalori alırsınız. Bu kaloriyi eritmek için Nişantaşı'ndan Bebek'e tempolu yürümeniz gerekir
Etini yediğiniz hayvanın nasıl beslendiği önemli. Doğal ortamda beslenen hayvanın etinde kolesterol az, çiftlik hayvanlarında ise suni gübreden dolayı yüksektir
08/08/2007 (7654 kişi okudu)


HATİCE YAŞAR (Arşivi)

BAŞLARKEN
Eski Türk filmlerinin göbekli, sigara içen, yaşlı görünen doktorları geride kaldı. O doktorlar ki sağlıklı yaşamaya özen göstermediklerinden
"Doktorun dediğini yap yaptığını yapma" özdeyişinin doğmasına neden olmuşlardı. Ancak artık devir "Doktorunun yaptığını yap" şeklinde değişti. Önem kazanan sağlıklı yaşam trendi en başta doktorları etkiledi. Bu yüzden kamuoyunun yakından tanıdığı ünlü doktorlar bir 'sağlık ikonu' olarak karşımızda duruyorlar. Fit, gözlerinden sağlık fışkıran, vücutlarındaki kıskandıran yağ oranıyla ağızlarından çıkan
her kelime sağlıklı yaşamak isteyen bizler tarafından koşulsuz kabul görüyor. Çünkü sağlıklı olmak isterken önümüzde tüm gerçeklik ve dokunulabilirlikleriyle duruyorlar. Bu yüzden de söyledikleri reçetelere kulak vermemiz gerekiyor.
Kim mi bu doktorlar? Örneğin Sabancı ailesinin doktoru olan iç hastalıkları uzmanı Hasan İnsel, aynı zamanda bir anti-aging uzmanı oluşuyla hem sağlıklı olmak, hem de genç kalabilmek üzerine neler yapabileceğimizi söylüyor. New York Presbyterian Hastanesi'nde Mehmet Öz'le birlikte çalışan kalp doktoru Özgen Doğan, kalbimizi nasıl korumamız gerektiğini anlatırken kendi hayatıyla da örnek oluyor. İşadamlarının, ünlülerin diyetisyenleri olan Dilara Koçak ve Selahattin Dönmez ise günümüzün kritik sorunu kilo vermeye dair sağlıklı ipuçlarını verirken, sık yaptığımız hataları da ortaya döküyorlar.
Sanat, sosyete dünyasından pek çok kişinin gülüşünde imzası olan, dokuz dile çevrilen diş kitabıyla uluslararası bir isim olan diş hekimi Galip Gürel ise nasıl bu kadar fit kalabildiğini anlatırken diş estetiğine başvurmak isteyenlere de önemli ayrıntılar veriyor. Ayurveda uzmanı Ender Saraç ise detoks, zayıflama, beslenme önerilerini sıralıyor. Bu yazı dizisinde doktorların hayatına yakından bakarken sağlıklı yaşam tüyolarını da anlatacağız.

Prof. Dr. Özgen Doğan, Columbia Cornell Üniversitesi'ne bağlı New York Presbyterian Hastanesi'nin ünlü kalp doktorlarından. 18 yıldır Amerika'da yaşayan ve en son 'Kalbim-Dokoruma Bir Sorum Var' kitabını yayımlayan Doğan, beş yaşından beri düzenli futbol oynuyor. Aynı zamanda sertifikalı futbol antrenörü.
Hastaları sağlıklarına kavuşturan biri olarak sizin sağlığınız nasıl?
Sağlığım gayet iyi. Şu ana kadar hiç sorun çıkmadı. Kilom genelde aynıdır. .
Bunun için neler yapıyorsunuz?
Spor yapıyorum. Pazar sabahları bir hafta 06.00'da, bir hafta da 07.15'te başlayarak 90 dakika futbol oynuyorum. Bunu sağlıklı olmak adına yapmıyorum aslında. Bu benim takıntım, hobim. Kafamı, ruhsal durumumu rahatlatan bir şey. 30 kişilik bir ekibimiz var, futbol sahası ölçülerine sahip bir alanda oynuyoruz. 11'erden 22 kişi 45'er dakikalık iki periyotla maç oynuyoruz. Hakemimiz de var. Bunu tavsiye eder miyim? Belli bir yaştan sonra sakatlanma riski olabilir. Başkaları daha az riskli sporları yapabilir elbette ama dediğim gibi benim durumum farklı. Herkes en çok zevk alacağı sporu yapmalı. Yürümek, yüzmek çok iyi sporlar. Örneğin suda attığınız her kulaç kaslarınızı güçlendiriyor. Bisiklete binmek de öyle.
Ne kadar süredir futbol oynuyorsunuz?
5 yaşımdan beri futbol oynuyorum. Her hafta mutlaka oynarım. Pazar sabahı futbol oynadığım için cumartesiyi de disipline etmiş oluyorum. Ondan bir önceki akşam partiye gidip içki içmiyorum mesela. Gayet temiz bir hayat sürdürüyorum. Aynı zamanda sertifikalı antrenörüm. Çocuklarıma futbol antrenörlüğü yapıyorum. Hafta içi bir iki gün, sabahları veya akşam işten çıkınca ağırlık çalışıyorum. Bunun faydası, kaslarınızı geliştirip daha hızlı olmanızı sağlaması. Yaşlandıkça bazı kaslar yavaşlıyor. Eğer biraz kas yaparsanız metabolizma hızınız da yükseliyor ve böylece oturduğunuz yerde daha fazla kalori yakabilirsiniz.
Genetik açıdan şanslı mısınız?
Şanslıyım. Bütün dedelerim, anneannelerim 90 yaşına kadar yaşamış. Kalp hastalıkları veya herhangi kronik bir hastalıkları olmamış. Bunlar kiloyla, daha doğrusu hareket etmekle ilgili şeyler.
Bir gününüz nasıl geciyor?
Genelde 06.00'da uyanıyorum. Eşim benden daha önce kalkıyor. Çok hafif bir kahvaltım vardır. İlk önce siyah bir çay içiyorum. Onun yanında müsli gibi şeyler olabiliyor. Bazen meyve veya ufak bir karbonhidrat da olabilir. Bence hiç bir şeyi kısıtlamamak gerekiyor. Her şeyi yiyeceksin ama tabii ki kısarak. Örneğin 150 kalori alıyorsan 150 kalori de yakacaksın, o zaman kilo almazsın. 07.00-07.30 gibi hastanede oluyorum ve yatan hastaları görüyorum.
Öğlen yemeğinizde neler var?
Amerika'nın kötü tarafı öğlen yemeği için vakit olmaması. Yani bir arkadaşınızla buluşup yemek yiyemiyorsunuz. Öğlen yemeklerini ofisimde yiyorum. Suşi olabilir, bazen Türk lokantalarından sipariş veriyorum. Zeytinyağlı yemekleri çok seviyorum. Örneğin enginar yiyorum. Kereviz çok seviyorum ama Amerika'da yok. Taze bakla, zeytinyağlı dolma çok seviyorum. Kebap da yiyorum, ama az miktarda. Bence herkes kebap yiyebilir ama yeter ki çok abartılmasın. Akşamları 19.30-20.00 gibi evde oluyorum, genelde birlikte yemeye çalışıyoruz. Sebze ve meyve ağırlıklı besleniyoruz. Hanım yemek konusunda iyi.
Hiç kaçındığınız, hayatınıza sokmadığınız besinler oluyor mu?
Trans yağ asitleri, fast-food yağı ve doymuş yağ almamaya çalışıyorum. Fazla ekmek yemiyorum. Bu da benim şansım. Boyalı içecekleri içmiyorum. Örneğin spor yaparken içilen enerji içecekleri boyalı ve zararlı.
Alkol alıyor musunuz?
Kalp hastalığından korunacağım diye kırmızı şarap içmek gerekmiyor. Çok içerseniz yemek borusu, mide kanseri, karaciğer bozukluğu olabilir. Hastalarıma içki için demiyorum. Ama 'resveratrol' denen madde yaşlanmayı önlüyor. Bu madde kırmızı şarapta var. Ayrıca Misket üzümünde de bulunuyor.
Doğrudan kalbimiz için yararlı olan beslenme tarzı nedir?
Sadece Akdeniz tipi diyet yararlı. Bu, oturmuş bir diyettir. Meyve ve sebze, baklagiller, zeytinyağı ve nar çok faydalı. Fare deneylerinde narın damarda plakları gerilettiği görülmüş. Fındık, fıstık ve ceviz çok iyi. Yediğimizde midemizin beyne sinyal göndermesi 20 dakikayı buluyor. Bu nedenle sürekli atıştırmakta fayda var. Meze yemek de aslında anlamlı. Ancak bunlarda da kalori var. Bunları yediğinizde diğer kalorilerden kesmeniz gerekiyor. Az yağlı yoğurt tüketmek de çok yararlı. Ama meyveli, çikolatalı sütler 450 kalori. Küçük görünüyorlar ama 450 kaloriyi eritmek için Nişantaşı'ndan Bebek'e tempolu yürümeniz lazım. Bir portakal suyu 150 kaloridir. Bunun için Nişantaşı'ndan Ortaköy'e hızlı yürümeniz gerekir. Kalori almak çok basit ama vermek zor.
Kalp ve seks arasında olumlu bağlantı kuruluyor. Gerçekten öyle mi?
Seks yapmak, orta seviyede bir egzersiz aslında ve ortalama 200 kalori harcanıyor. Özellikle evlilik dışı ve gizli yaşanan ilişkilerde heyecanlanma, korku nedeniyle ani kalp ölümleri olabiliyor. Çünkü kalp hızı evililik dışı ilişkilerde veya partnerinin dışındaki birlikteliklerde daha çok artıyor. Sekste performansı artıran ilaçlar var ve aslında bunlar zararlı değil. Ama bir kalp hastası bu ilaçları alıp seks yaptığında aslında orta seviyede bir egzersiz yapmış olur. Oysa ona gereken düşük seviyede bir egzersizdir. Bu nedenle bu geçişin iyi değerlendirilmesi gerekir. İnsanlar bu geçişi sağlayamadığı için ölümler olabiliyor.
Kalp hastası ne zaman seks yapabilir?
İki kat merdiveni göğüs ağrısı veya nefes darlığı olmadan çıkabiliyorsa yapabilir.
Ne seviyede egzersiz yapılmalı?
Diyelim ki koşuyorsunuz. Eğer nefes nefese kalmadan yanınızdakiyle konuşabiliyorsanız bu yararlı bir egzersizdir.
Kilo konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Mümkün olduğu kadar zayıf olmanız sizi korur. Genel zayıflık hem kanser hem de kalp hastalığından korunmayı kolaylaştırıyor. Kilo vermenin yarısı diyet, yani ne yiyip içtiğiniz yarısı da harekettir. Ne yiyeceğinize gelince: Mümkün olduğunca doğal, işlenmemiş ürünler tüketin. Hazır kek, kurabiye, cips işlenmiş, sebze meyve işlenmemiştir. Yağı alınmışsa et yiyebilirsiniz. Etini tükettiğiniz hayvanın ne yediği de önemli. Örneğin doğal ortamda beslenen bir hayvanın etinde kolesterol az, çiftlik hayvanlarında suni gübreden dolayı kolesterol miktarı yüksektir.


'Yeşil çay kilo vermeyi kolaylaştırıyor'
Egzersizin beynimize etkileri neler?
Çok olumlu etkileri var. Egzersiz beyne giden kan miktarını artırır; düşünme ve analiz seviyesini geliştirir. Egzersiz sonrası salgılanan endorfin hormonu ağrıya daha fazla dayanmamızı sağlar ve bizi depresyondan kurtarır. Eğer yüksek seviyede egzersiz yapıp bir süre sonra bırakırsanız depresyona dahi girebilirsiniz.
Egzersizin kalp ve damarlarımıza faydası nedir?
İyi kolesterolü artırır ve damar sertliğini, kan pıhtı oluşumunu azaltır, kalp kasına daha çok kan gitmesini sağlar. Kalp atışını düzenler ve atım bozukluklarını ortadan kaldırır.
Yeşil çayın kilo vermeye faydası var mı?
Vücudun enerji harcamasını yüzde 4 artırır. Kilo kaybı hayvanlar üzerinde yapılan deneylerle doğrulandı. Yeşil çayın herhangi bir yan etkisi yok. E vitamininden 200 kat daha fazla antioksidan içerir ve bağırsakta kolesterol emilimini azaltır. İçinde tein, kafein bulunur. Kendinizi enerjik hissedersiniz. Kakektin yağ yapımını azaltır. Geçer not veriyorum.
10 üzerinden 8 veriyorum.


Vücudu toksinlerden arındıran salata
500 gram yeşillik
1 adet büyük boy salatalık (ufak küpler halinde doğranmış)
1 adet orta boy kırmızı soğan (iyi kıyılmış)
6 adet kiraz domates (dört eşit parçaya bölünmüş)
1/4 fincan balkabağı çekirdeği
1/4 fincan susam tohumu
1/4 fincan kırmızı yabanmersini
1/2 fincan ezilmiş ceviz içi
1/3 fincan ufalanmış keçi peyniri
Sos için
1/2 fincan sızma zeytinyağı
3 çorba kaşığı taze sıkılmış limon suyu
Tuz ve biber (arzuya göre)
Tüm malzemeleri servis tabağına alıp üzerine daha önce karıştırmış olduğunuz sosu ekleyin ve iyice karıştırdıktan sonra servis edin.


Sağlıklı yaşam öğrenilince kalpten ölümler azaldı
Kalp hastalarının sayısı artıyor mu?
Kalp hastalıklarında son 30 yılda yüzde 50-60 azalma var. Bu oran diğer hastalıklarda yüzde 9.
Bunu neye borçluyuz?
Baypas, stentler ve kalp nakillerine mi? Hayır. Burada iki önemli faktör var. Birincisi tansiyonun kontrol altına alınması, ikincisi de sigaranın bırakılması. Bu iki faktör pahalı tekniklere göre daha başarılı. 2 bin 300 kişiyle 4.5 yıl süren bir çalışma yapılmış. Hastaların yarısına medikal tedavi uygulanmış. Diğer yarısı ise hemen anjiyoya alınıp stentle damarları açılmış. Medikal tedavi alanlar, en az pahalı teknikler uygulananlar (baypas, stent) kadar iyi çıkmış. Yani ölüm, kalp krizi olanlar aynı. O halde her göğsü ağrıyan hastaya hemen baypas, stent takma gündeme gelmemeli.
Kalp sağlığı için neler yapmamız gerekiyor?
Sigarayı bırakın: Sigara önemli bir konu ve esasında sigarayı bıraktırmak bir uzmanlık konusudur. Çünkü insanlar ilk seferde başarılı olmuyor. Ortalama altı kez deniyor ve sonra bırakabiliyor. Çok etkili yöntemler, ilaçlar var artık. Hamile bir insanın kesinlikle sigara içmemesi lazım. Mesela pek çok kadın hamile kaldığında sigarayı bırakmaya başlıyor. Bu çok yanlış. Sigara içen annenin bebeğinde kalp deliği olur. Delikle doğan çocuğun ileride ameliyat olması gerekir. Bu genelde ilk bir ay içinde oluşur. Dolayısıyla, "Hamile kaldıktan sonra sigarayı bırakacağım deme" lüksü olmamalı hiç bir kadının. Çünkü zarar ilk bir ay içinde oluyor. Ayrıca az sigara içmekle çok sigara içmek arasında fark yok. Beş sigara içmekle de bir paket içmekle da damar çeperi zarar görüyor. Tabii ki daha fazla sigara içtikçe akciğer kanseri olma riskiniz artıyor.
Doktor kontrolü: Hasta olmadan doktora gidin. 30 veya 40 yaşında bir insanın senede bir doktora gitmesi gerekir. Aile hekimi, dahiliye uzmanına gidilebilir. Baypas yapan doktora gitmenize gerek yok. İlaç kaplı stentlerde ani kalp ölümleri olabiliyor. Onun için hasta olmadan doktora gidilmeli. Diyelim ki 100 hastanız var. Diyelim ki 50 tane tansiyonu 140 olan hasta var, 50 kadarı 180. Hangisini tedavi edersiniz?
180 olanı tedavi ederim...
Hayır. Çünkü tansiyonu 180 olan hastada sağlam organ daha azdır. Diyelim 20 organ kurtarabilirsiniz. Ama tansiyonu 140 olanlarda daha fazla sağlam organ var. Bu nedenle tansiyonu sınırda olanlar tedavi edilmeli öncelikle. Tansiyon biliyorsunuz silent killer (sessiz ölüm). Hiçbir belirti vermez. Advil, burun damlaları da tansiyonu yükseltiyor. Tansiyon genelde bir ilaçla tedavi edilmez. Mutlaka iki ya da üç ilaç kullanmanız gerekir. İlaçlar en fazla bir iki derece düşürür. Oysa her verdiğiniz 5 kilo 2 derece tansiyonu düşürür.
Kan şekerinize baktırın: Herkeste, özellikle de kilolu insanlarda şeker hastalığı olabilir. Şeker hastalarının kalp hastası olma riski de yüksek. Şeker hastalarını da kalp hastası gibi tedavi etmek gerekir.
Kolesterolünüzü ölçtürün: İyi kolesterol (HDL), kötü kolesterol (LDL) ve total kolesterole bakılmalı. İyi kolesterol ne kadar yüksekse
o kadar iyi. Niasin, egzersiz ve sigarayı bırakmak
iyi kolesterolü yükseltir. HDL 40'ın altındaysa tedavi gerekir. Kötü kolesterol normalde 100'ün altında olmalı ancak kalp hastasıysanız 70'in altına düşürün.
EKG, eforlu EKG: Bu testleri yaptırmanın faydası var. Ancak bunların dışında yaptıracaklarınız zararlı olabilir. Örneğin sanal anjiyo, nükleer lithium testi zararlı. Çünkü bu testleri her yaptırdığınızda radyasyon alıyorsunuz. En azından şu anki teknolojiyle bu böyle. Birkaç sene içinde bu değişecek. Bu testleri anlamlı kullanmak gerekir. Hasta doktoruna "Radyasyon, boya maddesi alacak mıyım?" diye sormalı. Akciğer grafisinin çekapta yeri yok çünkü akciğer kanseri yakalamak açısından faydası yok.


Alıntı