İYİLİKTE & BİLGİDE AKARSU GİBİ OL
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» Öyle Bişey İştee=)=S
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyC.tesi Ara. 13, 2008 6:55 pm tarafından şerife.1903

» Şahmaran
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPerş. Ara. 11, 2008 11:28 pm tarafından şerife.1903

» Söylesene
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPerş. Ara. 11, 2008 12:39 am tarafından şerife.1903

» Sevmek bana yaramıyor anne
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPaz Ara. 07, 2008 7:39 pm tarafından şerife.1903

» Ayrılık sevdaya dahil
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPaz Ara. 07, 2008 7:36 pm tarafından şerife.1903

» Istanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisligi Bölümü
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPaz Ara. 07, 2008 7:34 pm tarafından şerife.1903

» beni aramaya çıkarsa yüreğin ..!!!
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPerş. Ara. 04, 2008 6:20 pm tarafından şerife.1903

» Kalori yakmanın 20 yolu
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPtsi Ekim 20, 2008 1:35 pm tarafından şerife.1903

» Anti Virus Programinizi Test Edin! Bu test ile AV Programinizi PC nize zarar vermeden test edin
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyCuma Ekim 17, 2008 6:22 pm tarafından aysien

» Yorumsuz...............................!!
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPtsi Ekim 13, 2008 4:39 pm tarafından Yonca eylem

» öyle ßir gidişdi ki seninki..!!
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPtsi Ekim 13, 2008 4:34 pm tarafından Yonca eylem

» Sendeki yürekde yalanmiş yazik...!!!!
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPtsi Ekim 13, 2008 4:28 pm tarafından Yonca eylem

» Günahsız aşk...
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPtsi Ekim 13, 2008 4:25 pm tarafından Yonca eylem

» Gitme Dedim /Gittin..
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPerş. Ekim 09, 2008 3:04 pm tarafından Yonca eylem

» Makyaj yaparken aklınızda bulunsun
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPtsi Ekim 06, 2008 9:35 pm tarafından Yonca eylem

» Parmak Izlerinde Kaybolduğumu Görmüyormusun..!!?
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPtsi Ekim 06, 2008 9:32 pm tarafından şerife.1903

» Nasa.......
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPtsi Ekim 06, 2008 9:29 pm tarafından şerife.1903

» Nasıl öldü bu adamm...
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPtsi Ekim 06, 2008 9:24 pm tarafından şerife.1903

» Makyaj Malzemelerindeki Bakterilere Dikkat!
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPtsi Ekim 06, 2008 9:09 pm tarafından Yonca eylem

» MAKYAJ YAPMA SANATI
ERKEĞİN SÜSLENMESİ EmptyPtsi Ekim 06, 2008 8:59 pm tarafından Yonca eylem

DUVAR YAZILARI

Madem geldin dünyaya çalış Fizik Kimyaya :)

 

Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste...

 

Yaav burada yazısız bir duvar vardı nereye gitti.

 

Bu kadar cehalet ancak tahsille olur!

 

Senin söylediklerine kim inanır. Tabi ki Kadir İNANIR.

 

Bebeğe araba çarpmış fakat ölmemiş, neden?

Çünkü bebeğin bezi BARİYERLİymiş

Dünyanın ilk aşk şiiri:

Dünyanın ilk aşk şiiri:

Damadım, kalbimin sevgilisi Güzelliğin büyüktür baldan tatlı Aslan, kalbimin kıymetlisi Güzelliğin büyüktür baldan tatlı Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır Yatak odasında bal doludur Güzelliğinle zevklenelim Aslan seni okşayayım Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır Damadım benden zevk aldın Annem söyle sana güzel şeyler verecektir Babam, sana hediyeler verecektir. Sen beni sevdiğin için Lütfet bana okşayışlarını Benim Tanrım, benim koruyucum Tanrı Ellil'in kalbini memnun eden Şusin'im Lütfet bana okşayışlarını


ERKEĞİN SÜSLENMESİ

Aşağa gitmek

ERKEĞİN SÜSLENMESİ Empty ERKEĞİN SÜSLENMESİ

Mesaj tarafından aysien Salı Eyl. 23, 2008 12:26 pm

ERKEĞİN SÜSLENMESİ

Kadının kocası için süslenmesi isteniyor. Bu, dini bir görev sayılıyor. Erkeklerin karıları için süslenmesi bir görev değil mi?

Ibn Abbâs: Nasıl ben eşimin benim için süslenmesini seversem, kendimin de onun için süslenmemi severim. Zirâ Allah (c.c) "Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi kadınların da, marûf vechile, erkekler üzerinde hakları vardır." (K. Bakara (2) 228) buyurmuştur. Ben onun üzerindeki bütün haklarımı kullanmak istemem, çünkü bu ona da benim üzerimde aynı hakları gerektirir."(Ibn Kesir I/189; Kurtubi NI/123; Bu söz Ebû Yusuf'a da nispet edilir. Hindiyye V/371) demiştir. Rasûlüllah Efendimiz de bir hadîs-i serîflerinde erkeklere hitaben: "Elbisenizi temiz tutun, saçlarınızdan alın (Saçınıza iyi bakın), misvak kullanın (ağzınızı temizleyin) süslenin ve temiz olun. (Bir başka rivâyette, bıyıklarınızı kısaltın). Çünkü Israilogullarının erkekleri böyle yapmadığından, kadınları zinâya düştü." (Hindî, Kenzü'1-ummâl VI/640 (17174) Ibn Asâkir'den) buyurmuştur. Bir sahâbî Âişe vâlidemize: "Rasûlüllah eve geldiğinde ilk önce ne yapar?" diye sormuş, o da, "misvak kullanmakla başlar" cevabını vermiştir.(Hattâb es-Subki, Menhel, I/205)

Kurtubî, tefsirinde kadınların erkeklere üzerindeki "marûf vechile olan haklarını" erkeklerin günaha düşmeksizin süslenmeleri, diye açıkladıktan sonra,(Kurtubi NI/123) erkeklerin süslenmesiyle ilgili küçük bir bahis açar ve şunları söyler:

"Erkeklerin süslenmeleri de, durumlarına (meselâ sosyal statülerine) göre farklılık göstermelidir. Bilenler bu işi maharetle ve yakıştırarak yaparlar. Bir süslenme vardır bir zamana gider, diğerinde gitmez. Bir süslenme gence yakışır, bir diğeri, gence yakışmaz ihtiyara yakışır. Meselâ ihtiyar ve olgun (kâhil) erkek bıyığını kazısa yakışır ve süslü olur. Bunu delikanlı yapsa çirkin ve sevimsiz olur. Çünkü sakalı henüz gür değildir... Elbise konusunda da durum aynıdır. Bütün bunlar karşılıklı haklar yerine getirilmek için yapılmalıdır. Erkek becerikliliğe ve uyuma özen göstermelidir ki, süsüyle eşinin gönlünü açsın ve onu başka erkeklere karşı iffetli kılsın. Meselâ sürme erkekler için bir süs aracıdır. Ama kimine yakışır, kimine yakışmaz. Fakat güzel koku, misvak ve diş araları temizliği, kirini pasını giderme, Saçını düzeltip temizleme, tırnaklarını kesme herkes için uygundur. Kına yaşlılar, yüzük yaşlı genç herkes için bir süs unsurudur... Sonra hanımına zaman ayırıp onunla ilgilenmelidir ki, onun erkeğe karşı ihtiyaçlarını gidermiş ve gözünü korumuş olsun..."(Kurtubî NI/124)

Erkek ayrıca genellikle ev dışındadır, işi dolayısı ile başka insanlarla münasebet halindedir. Ve özellikle de kendisini davet ve tebliğle görevli sayıyorsa üst başına o kadar daha dikkatli olmalıdır. Rasûlüllah Efendimiz (s.a.s.) dâvet için gönderdiği elçilerin sarıklarını kendi elleriyle bizzat sarar ve düzeltirmiş.(Suyutî, el-Hâvî I/118)"Elbisenizi güzel yapın, eşyanızı düzgün tutun, böylece insanlar içerisinde (hemen göze çarpan) beyaz tepecikler gibi olun."(Suyûti, EI-Câmiu's-sağîr I/192) buyurmuştur.Bütün bunlar güzel gayeler için güzel giymenin, erkek için bir sünnet ve niyetine göre bir ibâdet olduğunu gösterir. Ama aynı mübahlar kötü gayeler için bir anda günaha da dönüşebilir. Kadının yabancı erkekler için kokulanması günah da, erkeğin ki sevap değildir.




--------------------------------------------------------------------------------

ERKEK, DOKTOR YANINDA DOĞUM YAPMAK SAKINCALI MIDIR?

Doğumda yardımcı olabilecek kadın doktor, ebe ya da herhangi bir yardımcı varsa, bunlar bulunmasa dahi, kocanın yardımıyla, hattâ kendi kendine doğum yapabileceklerinden eminse, bir erkeğe, doktor olsa dahi, doğum yaptıramaz. Bunlârın hiçbiri yoksa, zaruret var demektir ve zaruret ölçüsünde, yani zorunluluk olmayan yerlerini açmadan bir erkek doktordan yardım görebilir. Ancâk bugünkü şartlarda doğum için bir kadının bir erkek doktora muhtaç kalıp gidebilmesi; olsa olsa çok ender bir olay olabilir. Kaybedecek birşeyi olmayanlar, elbette,zorunluluk yokken erkek doktora gitmekten birşey kaybettiklerini anlayamazlar.




--------------------------------------------------------------------------------

ESTETİK AMELİYAT :

Bir zaruret olmadan burnu, göğsü, kalçasi vb. organlarını ameliyatla düzeltmek, ya da şeklının değiştirmek demek olan estetik ameliyat, ya da güzellik ameliyati da. yukarıdaki âyet ve hadîslerden ötürü yasaklanan ve lânetlenen davranışlardandır.

Bunlar sadece yasaklanan bir davranış değil, aynı zaman da birer insanlık suçudurlar. Hasta disini çektiremeyen, en zarurî ilâçları sâtin alamayan, zorunlu ameliyatları için para bulamayan binlerce biçâre varken, sözde güzelleşmek, onu da başkalarını tahrik için yapmak ugrunda milyonlar harcayan bu zavallılar gerçekte çirkinlesmektedirler. Isin bir de psikolojik yönü vardır. Bu tür insanlar genellikle şahsiyet yapılan oluşmamis, aşağılık kompleksi yaşayan uydu şahsiyetler, ya da teshir ve görünme hastalığına maruz dengesizlerdir.

Ancak doğuştan gelen, ya da sonradan ortaya çıkan ve insanın nominal görevlerini yapmasına engel olan, ya da toplum içinde bazılarınca ayıplanma konusu olabilecek sakatlıkların tedavisini bu tür güzellik ameliyatlarından ayırmak gerekir. Islâm insanın şahsiyetini küçülten davranışları yasaklar, eksikliklerin telâfisini ister. Allah Rasûlü Efendimiz harpte burnu kesilen bir sahabinin çirkin görünümünü gidermek için altından burun yaptırmasına müsaade etmiştir. (Ebû Dâvûd, hatem 7; Tirmizî, libas 31; Nesâî, zinet 41.) Çıkan dişlerin yerine protez kullanmak ve dolgu yaptırmak, câizdir. (Merginânî, Hidâye IV/83; Kâsânî, Bedâyî V/132; Zuhayli, el-Fikhul-Islâmî NI/544.) Doğuştan var olan bir fazlalık parmağın alınmasına izin verilmiştir. (Kurtubî V/393.)




--------------------------------------------------------------------------------

EVLAT EDİNME



İslâm'da çocuk, prensip olarak kadının evli bulunduğu erkeğe nisbet edilir. Doğuran kadın, annesi; nikâhlı koca da babası olur. Bu yüzden, evlâtlık anlamına gelen Arapça "da'y" tâbiri, nesebi başkasına ait olan çocuğu bir başkasına nisbet etmek anlamına gelir.

İslâm'dan önce Araplar arasında evlât edinme anlayışı vardı. Bizzat Allah Resulu de Zeyd'i evlât edinmişti. Bu, şöyle olmuştu: Zeyd bin Hârise çocukken Esir edilmiş, onu Hakim b. Hizâm, teyzesi Hatice için satın almıştı. Hz. Hatice Allah Resulu ile evlenince, onu kendisine hediye etmişti. Daha sonra babası ve amcası Zeyd'i isteyince Resulullah (s.a.s.) onu muhayyer bıraktı. O da Peygamberimizi tercih etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber Zeyd'i azât edip, evlâtlık edindi. Onu "Muhammed'in oğlu Zeyd" diye çağırırlardı. Daha sonra evlâtlığı kaldıran âyetler geldi:

''...Allah evlâtlıklarınızı öz oğullarınız gibi tanımadı. Bunlar sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah gerçeği söylemektedir; doğru yola O eriştirir" (el-Ahzâb, 33/4).

''Evlâtlıkları babalarına nisbet edin; bu, Allah katında en doğru olandır. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız bu takdirde onları din kardeşi ve dostlarınız olarak kabul edin. İçinizden kasd ederek yaptıklarınız bir yana, yanılmalarınızda size bir sorumluluk yoktur; Allah bağışlar ve merhamet eder " (el-Ahzâb, 33/5).

Abdullah b. Ömer şöyle der: "Biz bu ayetler inmeden önce Zeyd b. Hârise'yi, "Zeyd b. Muhammed = Muhammed'in oğlu Zeyd" diye çağırırdık" .

Câhiliye devrinde evlâtlık; nesep, evlenme, boşanma, miras, sihrî hısımlık gibi konularda öz çocuk gibi hükümler doğururdu. Evlâtlığın dul kalan eşi ile de evlenilmezdi. Çünkü o, evlât edinen erkeğin gelini sayılırdı. İşte Hz. Peygamber'in evlâtlığı Zeyd b. Hârise de Zeynep binti Cahş ile evlendi, fakat mutlu olamadılar. Çünkü gerçekte Zeynep ve ailesi bu evliliği arzu etmemiş, ancak Allah Rasûlü dünürcülük yapınca, şu âyete göre muvâfakatlarını bildirmişlerdi.

"Allah ve Peygamberi bir iş hakkında hüküm verdiği zaman," gerek mümin olan bir erkek ve gerekse mümin olan bir kadın için, ona aykırı olacak şekilde diledikleri gibi davranmaya hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resulune isyan ederse, şüphesiz o, apaçık bir sapıklıkla yolunu şaşırmıştır" (el-Ahzâb, 33/36).

Hz. Peygamber'in sabır tavsiyelerine rağmen, sonunda Zeyd, Zeyneb'i boşadı. Zeynep iddetini tamamladıktan sonra da, evlâtlık hukuku lağvedildiği için Hz. Peygamber (s.a.s.) ile evlendi. Ayette şöyle buyurulur:

"Sonunda mademki Zeyd eşiyle ilgisini kesti; biz onu, seninle evlendirdik ki, evlâtlıkları eşleriyle ilgilerini kestiklerinde onlarla evlenmek konusunda mü'minlere bir sorumluluk olmadığı bilinsin" (el-Ahzâb, 33/38).

Buhâri'nin naklettiğine göre Zeynep, Hz. Peygamber (s.a.s.) ile evlendikten sonra, onun diğer ailelerine karşı övünür ve şöyle derdi: "Rasûlullah sizi ailelerinizden isteyip nikâhladı. Beni ise yedi kat semalardan Allah (c.c.) o'na nikâhladı" (Sâbûnî, Tefsîru Ayâti'l-Ahkâm, II, 322).

İslâm, gelinlerle evlenme yasağını öz çocukların eşlerine inhisar ettirdi. Ayette, "Kendi sulbünüzden gelmiş oğullarınızın karısı... size haram kılındı" (en-Nisâ, 4/23) buyurulur.

Bu duruma göre, başkasının çocuğunu evlât edinmekle öz çocuk gibi hak ve görevler meydana gelmez. Evlât edinenin nafaka ve eğitim masrafları yükümlülüğü olmaz. Aralarında bir hısımlık doğmadığı için evlenme engeli de meydana gelmez. Miras cereyan etmez. Ancak nesebi bilinmeyen bir çocuğu, bir kimse "bu benim oğlum veya kızımdır" diye ikrarda bulunsa, bu çocuk onu tasdik etsin veya etmesin, nesebi ondan sabit olur ve aralarında miras cereyan eder. Diğer yandan evlâtlıkla, süt hısımlığı birbirinden farklıdır. Süt hısımlığı, bir kadının kendine ait olmayan süt emme yaşındaki bir çocuğu emzirmesiyle meydana gelir ve öz çocuk gibi evlenme engelleri doğar. Buluntu çocuk da, öz çocuk gibi sayılmaz (Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, V, 3869-3900; Mehmed Zihni, Nimet-ı İslâm, İstanbul 1316 H., 3. Kısım, 271, 273).

Ancak yukarıdaki hükümler yetim, öksüz, fakir, kimsesiz çocuklarla ilgilenmeme anlamına gelmez. Bu gibi çocuklar aileler nezdinde veya çocuk yuvalarında himâye edilir; bakılır, eğitilir, sanat ve meslek sahibi kılınır, evlendirilir. Müslüman, bu çeşit amellerden büyük ecir kazanır. Sadece, çocuğu kendi nesep hısımı yapamaz, büluğ çağından sonraki görüşmeler İslamî ölçüler içinde olur. Hîbe yoluyla dilediği kadar, vasiyet yoluyla ise malının üçte birini himâye ettiği kişiye bırakabılir.
aysien
aysien
SİTE YÖNETİCİSİ
SİTE YÖNETİCİSİ

Erkek
Mesaj Sayısı : 877
Yaş : 37
Nerden : ÇORUM / MERKEZ
İş/Hobiler : ÖĞRENCİ / WEB TASARIM / PROĞRAM TASARIM DİĞİTAL MEDYA / HACKİNG TOOLS
Lakap : ÖSKİ

https://oskan.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz