Madem geldin dünyaya çalış Fizik Kimyaya :)
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste...
Yaav burada yazısız bir duvar vardı nereye gitti.
Bu kadar cehalet ancak tahsille olur!
Senin söylediklerine kim inanır. Tabi ki Kadir İNANIR.
Bebeğe araba çarpmış fakat ölmemiş, neden?
Çünkü bebeğin bezi BARİYERLİymiş
Dünyanın ilk aşk şiiri:
Damadım, kalbimin sevgilisi Güzelliğin büyüktür baldan tatlı Aslan, kalbimin kıymetlisi Güzelliğin büyüktür baldan tatlı Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır Yatak odasında bal doludur Güzelliğinle zevklenelim Aslan seni okşayayım Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır Damadım benden zevk aldın Annem söyle sana güzel şeyler verecektir Babam, sana hediyeler verecektir. Sen beni sevdiğin için Lütfet bana okşayışlarını Benim Tanrım, benim koruyucum Tanrı Ellil'in kalbini memnun eden Şusin'im Lütfet bana okşayışlarını
aysien | ||||
Yonca eylem | ||||
-bbetull- | ||||
şerife.1903 | ||||
baronez | ||||
rockece | ||||
*ay$he* | ||||
*BuRCu* | ||||
mondschein | ||||
meltem-yalin |
T.C. Kimlik numaranızı öğrenin
Başbakanlık bilgi sistemi
Askerlik yoklamanızınasıl yapabilirsiniz
Kanuni haklarınızı öğrenin
Sürücü ceza puanınızı öğrenin
Vergi dairesinden vergi borcunu öğrenin
Emekli maaşınız ve tazminatınızı hesaplayın
SSK Emekli maaşınızı öğrenin
Yargıtay kararları
İgdaş borcunuzu öğrenin
Istanbul yol durumu internette izleyebilirsiniz.
Dünyada tıklayin bir yere ve haritasını çıkartın
Otomobil satış ilanları
Yangına ve depreme karşı korunma
Kanser ile ilgili bilmek istedikleriniz.
Tüketiciyi koruma derneği
Tüketici şikayetleri
Günlük tv programları
Internetten program indirme.
Çiçek resimleri
Şifalı bitkiler
Buralarda klarnetçi olduğunda değerlisin, Düğün yapacak olan önce klarnetçiyi buluyor; sonra da diğer müzisyenleri... Tam Kadir Koçan'la sohbete dalıyoruz ki, bir kadın kolundan çekiştiriyor: "Gırnatacı çalsanıza be ya, uyuttunuz milleti".
Buralarda klarnetçi olduğunda değerlisin, Düğün yapacak olan önce klarnetçiyi buluyor; sonra da diğer müzisyenleri... Tam Kadir Koçan'la sohbete dalıyoruz ki, bir kadın kolundan çekiştiriyor: "Gırnatacı çalsanıza be ya, uyuttunuz milleti".
Çocukluğumda, evimizin yakınındaki Roman mahallesinden bir arkadaşım vardı; Doğan... "Darbukayı konuşturuyor" derler ya, işte onlardan... Yıllar sonra Roman çalgıcıların öykülerini dinlediğim Keşanlı askerlik arkadaşıma -garip bir tesadüf ama, onun da adı Doğan- çocukluk arkadaşımdan söz ettiğimde, "Sen gel Keşan’a da, gör çalgıcıların hasını" demişti... "Has çalgıcılar"dan neyi kastettiğini onunla birlikte Keşan’a gittiğimde anlayacaktım.
Keşan’ın evlerinde, kahvelerinde, sokaklarında müzikle soluk alan insanlarla tanıştım; çalgıcıların hasıyla...
Keşan’a birkaç kilometre kala Doğan, "Bu mevsim her yerde bir cemiyet vardır, şanslısın zamanında geldik," diyor ve açıklıyor: "Bizim oralarda düğüne cemiyet derler".
Keşanlı için yılın her dönemi renkli olmasına renkli, ama özellikle düğün ve festivallerin renklendirdiği yaz aylarında sokaklar daha eğlenceli... Keşan’ın girişinde, yol kenarında hummalı bir çalışma var. Altı yedi kişi rengârenk boyanmış dev bir kadın maketini sürüklüyor boş bir arsada.
Biraz daha yaklaşınca fark ediyorum. Taşıdıkları maket bildiğimiz lunapark balerinlerinden biri. Bu hummalı çalışmanın kahramanları da Keşan Kültür ve Turizm Festivali için gelen panayırcılar. Biri gondolunu, bir diğeri uçan salıncağını kamyonlara yüklemiş, festival başlamadan bir hafta önce gelmiş Keşan’a...
Saros Körfezi’nin güneydoğusunda Malkara ile Enez arasında kurulmuş tipik bir Trakya kasabası burası. Tekirdağ’a daha yakın olsa da, 112 kilometre uzaklıktaki Edirne’ye bağlı.
Köyleriyle birlikte 70.000 nüfuslu Keşan’ın sakinleri ayçiçeği tarımı ve hayvancılık, çoğunlukla da mandıracılık yapıyor.
Osmanlı yönetimine girmeden önce Thraklar, Yunanlar, Persler, ‹skender ‹mparatorluğu ve ardılları, Romalılar ile Bizanslılar’ın hüküm sürdüğü bu topraklarda bugün nüfusun bir bölümünü Selanik’ten mübadeleyle gelenler ile Romanlar oluşturuyor.
Toplam nüfus içerisinde çoğunluk olmasalar da Romanların, Keşan’ın kültürüne etkileri oldukça fazla. Keşan, Türkiye’deki en büyük Roman mahallelerinden birine kucak açıyor. Bu nedenle Roman kültürü ve müziğinin etkisi hemen hissediliyor.
Burada yaşayan Roman müzisyenlerin sayısı 250’yi geçiyor. Çünkü onlar yaşamdaki en önemli günler listesinin başlarında yer tutan düğünlerin vazgeçilmezi...
Yol boyunca, afişlerde konser verecek sanatçıların resimleri eşliğinde Keşan’a giriyoruz. Çok katlı binalarla çevrili çarşıdan yanlış bir yola sapınca Roman mahallesinin dar sokaklarından birinde buluyoruz kendimizi.
Fakat daha fazla ilerlemek imkânsız. Önümde beyaz plastik sandalyelerden bir baraj var: Yol önceliği düğünün. Düğün demek, müzisyenlere ulaşmak demek...
Meraklı gözleri daha fazla tedirgin etmeden durup iniyoruz arabadan. Aralarından otuz beşlerinde, güleç yüzlü biri yanımıza yaklaşıyor. Bir elinde sigarası diğerinde klarneti var. Üzerinde beyaz bir takım elbise, iskarpinleri pırıl pırıl parlıyor. "Nereye gidiyorsun?" diye soruyor. "Buradan sonrasına gidemezsin, yol cemiyet dolu". Doğan’a bakıp gülümsüyorum. "Tam da buraya geliyorduk değil mi?"
"Acelemiz yok," diyorum, "Biraz izleyebilir miyiz?" Kısa bir sessizlik. Önce biraz şaşırmış beni süzüyor. Ardından kocaman bir gülümsemeyle birlikte "Buyurun hoş geldiniz" diyor. Ufaklıklardan ikisini kaldırıyor sandalyelerinden, bizi oturtuyor. "Aman yapma gerek yok" demek kibarlık değil, kabalık bu durumda. Sessiz oturuyoruz.
Böyle tanışıyoruz Kadir Koçan ile... Düğünde klarnet çalıyor, yani minik orkestranın şefi. Buralarda klarnetçi olduğunda değerlisin. Düğün yapacak olan önce klarnetçiyi buluyor; o da diğer müzisyenleri...
Tam Kadir Koçan’la sohbete dalıyoruz ki, bir kadın kolundan çekiştiriyor "Gırnatacı çalsanıza be ya, uyuttunuz milleti".
"Yarın derneğe gel, çalışmamız var," diyor Koçan. "Orada konuşuruz."
Çocuklardan birini veriyorlar yanımıza yolu göstersin diye. Renk renk kireç boyalı evlerin arasından geçiyoruz.
Tam bir labirent. Beş yüz metrelik yolda dört "cemiyet"i pas geçip çarşıya ulaşıyoruz.
Trakya’nın verimli toprakları bir zenginlik verse de eskisi kadar varlıklı değil Keşan halkı. Bir zamanlar tarım onlara iyi gelir sağlıyormuş ama artık toprak o kadar kazandırmıyor.
Göçle gelenler de karışınca tipik bir Anadolu ilçesi portresi çıkmış ortaya. Küçük bir alana sıkışsa da her kademeden hayat iç içe.
C.tesi Ara. 13, 2008 6:55 pm tarafından şerife.1903
» Şahmaran
Perş. Ara. 11, 2008 11:28 pm tarafından şerife.1903
» Söylesene
Perş. Ara. 11, 2008 12:39 am tarafından şerife.1903
» Sevmek bana yaramıyor anne
Paz Ara. 07, 2008 7:39 pm tarafından şerife.1903
» Ayrılık sevdaya dahil
Paz Ara. 07, 2008 7:36 pm tarafından şerife.1903
» Istanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisligi Bölümü
Paz Ara. 07, 2008 7:34 pm tarafından şerife.1903
» beni aramaya çıkarsa yüreğin ..!!!
Perş. Ara. 04, 2008 6:20 pm tarafından şerife.1903
» Kalori yakmanın 20 yolu
Ptsi Ekim 20, 2008 1:35 pm tarafından şerife.1903
» Anti Virus Programinizi Test Edin! Bu test ile AV Programinizi PC nize zarar vermeden test edin
Cuma Ekim 17, 2008 6:22 pm tarafından aysien
» Yorumsuz...............................!!
Ptsi Ekim 13, 2008 4:39 pm tarafından Yonca eylem
» öyle ßir gidişdi ki seninki..!!
Ptsi Ekim 13, 2008 4:34 pm tarafından Yonca eylem
» Sendeki yürekde yalanmiş yazik...!!!!
Ptsi Ekim 13, 2008 4:28 pm tarafından Yonca eylem
» Günahsız aşk...
Ptsi Ekim 13, 2008 4:25 pm tarafından Yonca eylem
» Gitme Dedim /Gittin..
Perş. Ekim 09, 2008 3:04 pm tarafından Yonca eylem
» Makyaj yaparken aklınızda bulunsun
Ptsi Ekim 06, 2008 9:35 pm tarafından Yonca eylem
» Parmak Izlerinde Kaybolduğumu Görmüyormusun..!!?
Ptsi Ekim 06, 2008 9:32 pm tarafından şerife.1903
» Nasa.......
Ptsi Ekim 06, 2008 9:29 pm tarafından şerife.1903
» Nasıl öldü bu adamm...
Ptsi Ekim 06, 2008 9:24 pm tarafından şerife.1903
» Makyaj Malzemelerindeki Bakterilere Dikkat!
Ptsi Ekim 06, 2008 9:09 pm tarafından Yonca eylem
» MAKYAJ YAPMA SANATI
Ptsi Ekim 06, 2008 8:59 pm tarafından Yonca eylem